AL SEPETTEN BİR MÜDÜR DAHA..!

Ağrı’da Şeker Fabrikası Müdürünün Keyfi Kararları Çiftçileri ve Besicileri Zor Durumda Bıraktı: Yerel Yöneticiler Nerede?

Ağrı, tarım ve hayvancılıkla geçimini sağlayan bir bölge olarak, yıllardır çiftçilerin ve besicilerin alın teriyle ayakta duruyor. Ancak son dönemde yaşananlar, bu bölgenin köylüsünü ve üreticisini büyük bir hayal kırıklığına uğratmış durumda. Şeker Fabrikası Müdürü Kürşad Erdoğan’ın başta olmak üzere, fabrikanın yönetimindeki keyfi uygulamalar ve yerel siyasilerin bu duruma duyarsız kalması, halkın öfkesiyle karşılanıyor.

Fabrika Müdürünün Keyfi Zamları: Çiftçilerin Çıkmazı

Ağrı’daki Şeker Fabrikası, geçtiğimiz günlerde, yaş küspe fiyatlarında yaptığı şok zamla gündeme oturdu. 150 TL’den 350 TL’ye, ardından 600 TL’ye çıkarılan yaş küspe fiyatları, bölgedeki çiftçileri ve besicileri perişan etti. Gece bir anda fiyat artışı yaparak, sadece fabrikanın zararını karşılamakla kalmayan müdür, bu artışı bölgedeki üreticilerin sırtına yüklemiş oldu.

Fabrika müdürü, "Fabrikanın düzenini kuracağız" diyerek göreve başlamıştı, ama yaptığı tek şey, Ağrı'daki üreticiyi daha fazla sömürmek oldu. Oysa çiftçiler ve besiciler, şeker fabrikasının kendilerine destek olacağı ve üretimlerini sürdürebilmeleri için uygun fiyatlarla ürün temin edebilecekleri bir kaynak olmasını bekliyorlardı. Ne yazık ki, fabrikanın fiyatları artırma kararı, küçük üreticilerin iflasına yol açacak seviyeye geldi.

Siyasetçiler ve Yerel Yöneticiler Sessiz: Çiftçiler Kendi Başına Mı Çözüm Üretecek?

Ağrı’daki yaşanan bu kriz karşısında, başta il başkanı, milletvekilleri ve yerel yöneticiler olmak üzere hiçbir yetkili, üreticilerin mağduriyetine karşı herhangi bir adım atmadı. Sadece kendi çıkarlarını düşünen siyasiler, halkın bu büyük krizini görmezden gelerek, sessiz kalmayı tercih ettiler.

Besiciler ve çiftçiler, “Ne bir il başkanı, ne bir milletvekili, ne de yerel yönetimden bir tepki geldi. Kimse bizim sesimizi duymuyor. Fabrika müdürünün keyfi fiyat artışı karşısında, ne bir muhalefet, ne de çözüm önerisi var,” diyerek, siyasilerin ve yerel yöneticilerin vurdumduymaz tavrını eleştiriyorlar. Bu durumu, "Ağrı'nın sahiplenilmemesi, üreticinin yalnız bırakılması" olarak tanımlıyorlar.

STK'lar Nerede?

Ziraat Odası Başkanı Ömer Yıldız, Ticaret Borsası Başkanı Ömer Yıldırım ve Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Saim Alpaslan gibi Ağrı’nın önemli sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri de bu duruma gözlerini kapamış durumda. Bu kuruluşlar, ağrılı üreticilerin derdine sahip çıkmak bir yana, yaşanan bu adaletsizliğe karşı bir açıklama bile yapmamayı tercih ettiler.

Ağrı'da tarım ve hayvancılıkla geçinenlerin, sadece devletin ve yerel yönetimlerin değil, aynı zamanda sivil toplum kuruluşlarının da desteğine ihtiyacı var. Ancak şu an görünen o ki, STK'lar ve yerel yöneticiler, bu sorunları görmezden gelerek halkın mağduriyetini derinleştiriyorlar.

"Ağrı, Senin Babanın Çiftliği Değil!"

Görünen o ki, Şeker Fabrikası Müdürü ve diğer yöneticiler, bu bölgenin çiftçilerini birer "gizli gelir kaynağı" olarak görmeye devam ediyorlar. Ancak, Ağrı halkı artık buna göz yummuyor. Bir çiftçi, “Burası kimsenin babasının çiftliği değil! Kimse burada istediği gibi at koşturamaz. Bizim emeğimizle bu kadar oynanamaz. Fabrika yöneticileri ve yerel siyasiler, bu halkı daha fazla mağdur etmeye hakkı yok,” diyerek, yaşanan adaletsizliği sert bir şekilde eleştiriyor.

Halkın Sesi: Sorumluluk Alın, Artık Yeter!

Ağrı’daki üreticiler, çözüm bekliyor. Şeker fabrikası ve müdürünün, bölgedeki çiftçilerin sırtına yüklediği bu haksız fiyat artışının, sadece o fabrikayı değil, tüm şehri etkileyeceğini biliyorlar. Eğer bu duruma bir çözüm bulunmazsa, Ağrı’daki tarım ve hayvancılık sektörü çok daha büyük bir krizle karşı karşıya kalabilir. Halk, yerel siyasilerden ve yetkililerden artık somut bir adım bekliyor.

Bu noktada, siyasilerin, STK’ların ve fabrikanın, bölge halkının mağduriyetine karşı duyarsız kalması, sadece üreticiyi değil, tüm şehri derinden etkileyecek bir sorumsuzluktur. Ağrı’nın tarım ve hayvancılık sektörü, buna daha fazla dayanamayacak kadar zor bir durumda.