Erzurum İbrahim Çeçen üniversitesi

Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi: Yerel Sahiplenmenin Zamanı

Ağrı, eğitim ve bilimde hak ettiği değeri görmek istiyorsa, ilk adım olarak Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi'nin yönetim anlayışını gözden geçirmelidir. Üniversite, kurulduğu günden bu yana Erzurum Atatürk Üniversitesi'nin bünyesinden bağımsız bir kimlik kazanamamış, ve bu durum hem şehre hem de üniversiteye büyük bir engel olmuştur. İlk yıllarda, köklü bir üniversiteden alınan desteğin yerinde bir strateji olduğu kabul edilebilir, ancak gelinen noktada bu desteğin farklı bir yönde kullanıldığını ve yerel potansiyelin göz ardı edildiğini söylemek yanlış olmayacaktır.

Ağrı'da yetişen, Ağrı'da görev yapmak isteyen akademisyenlerin önü ise, ne yazık ki hala yabancı bir rektör tarafından kesilmektedir. Bu durum, yerel halkın ve özellikle de akademik camianın tepkisini çekmektedir. Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi, yıllardır üvey evlat muamelesi görmektedir ve üniversitenin gerçek potansiyeline ulaşması için bir değişime ihtiyaç vardır. Bu değişimin de, tıpkı diğer illerde olduğu gibi, Ağrı'nın öz evladı bir rektörle mümkün olacağı inancını taşımaktayım.

Üniversite yönetiminin değişmesi, sadece akademik bir mesele değil, aynı zamanda şehrin ekonomik ve kültürel kalkınmasının da temel taşlarından biridir. Esnaf ve iş insanları, üniversitenin yalnızca akademik değil, aynı zamanda ticari ve sosyal anlamda da şehirle bütünleşmesi için bu sürece müdahil olmalıdır. Onca Ağrılı profesör ve akademisyenin bulunduğu bir ortamda, dışarıdan bir rektörün atanması, Ağrı'nın kaderini gerçekten değiştirecek bir adım değildir. Bu, adeta şehri kendi insanından vazgeçmiş olarak gösteren bir durumdur.

Diğer illerle kıyasladığımızda, pek çok üniversite kendi yerel çocuklarını başa getirirken, Ağrı'nın bu konuda kayıtsız kalması büyük bir eksikliktir. Kendi insanına sahip çıkan, kendi evlatlarını bu kente kazandıran üniversiteler, şehre de katkı sağlamakta ve yerel kalkınmanın öncüsü olmaktadır. Ağrı'nın üniversiteyi daha güçlü kılabilmesi, yerel akademisyenlerin ve memurların önünü açabilmesi için bir Ağrı'lı rektör ile ilerlemesi gerektiği kanaatindeyim.

Bu noktada, AK Parti Milletvekili Ruken KİLERCİ ve saygın Ağrı'lı iş insanlarının desteği büyük önem taşımaktadır. Güçlü bir iş birliği ve ortak tavır ile, bu süreçte yapılacak doğru hamleler, üniversitenin geleceğini belirleyebilir. Esnaf ve iş dünyasının bu mücadeleye dahil olması, sadece üniversiteyi değil, tüm şehri pozitif yönde etkileyecektir.

Ağrı, kendi insanına sahip çıkma zamanıdır. Bu süreçte şehre değer katacak, yerel akademik kadro ve yöneticilerle yola çıkmak, kentin geleceği için atılacak en doğru adım olacaktır. Ağrı, kimseye ihtiyacı olmadan, kendi öz gücüyle kalkınabilir ve gelişebilir. Yeter ki, şehrin potansiyeli doğru şekilde değerlendirilip, kendi evlatlarına sahip çıkılsın.